Vincent Van Gogh, kardeşi Theo ile senelerce mektuplaştı ve bu mektuplarda Tanrı‘nın adı çok sık geçti.
“İnsanın ruhunda koca bir ateş yanıyorsa da kendini ısıtamaz onunla. Gelip geçenler, yalnız bacadan çıkan cılız dumanı görür ve yollarına devam ederler. Ne yapmalı insan? Sürekli sabırsızlık içinde ama yine de sabırla; içindeki ateşi körükleyip kendi kendine yeter olmalı, ta ki o ateşin yanına oturacağı zamana kadar. Tanrı’ya olan inancını korur ve beklemesini bilirse, istediğine muhakkak kavuşacaktır.”
“İnsanlarda ve insanların yaptıklarında güzel olan ne varsa hepsi Tanrı’dan. Ama ‘kötü‘ ve ‘yanlış‘ olanlar değil; onlar bize ait. Kötü olan hiçbir şeyi onayladığı yok Tanrı’nın.”
“Tanrı’yla dost olmanın tek yolu sevmektir. İşini, dostunu, karını sev; herhangi bir şeyi sev, ama derinden sev, bütün benliğini vererek, tüm gücün ve aklınla sev. O zaman bildiğinden fazlasını bilmenin doğru yoluna saparsın. Ancak böyle bir yol seni Tanrı’ya götürür.”
“…Mesela Rembrandt‘ı seven, Tanrı’nın varlığına da inanır. Onun bize anlatmak istediğini ararken yolumuz hep Tanrı’ya çıkar. Biri, Fransız Devrimi’ni inceliyor diyelim; o kişi nasıl imansız olabilir? En büyük şeylerin gerisinde hep Tanrı vardır. ”
Theo’ya Mektuplar’dan çevrilip derlenmiştir.